Kitaplık

Biblioterapi; kitap ile terapi.

En sık aldığım sorulardandır; kendi kendime, terapi görmeden de “yapabilir miyim?”. Benim öncelikli olarak merak ettiğim şu olur; yapmak istediğin ne? Zor bir çocukluk geçirdin ve geçmişin yükünden mi kurtulamıyorsun? İlişki kurmakta zorlanıyor ve kendini anlayamadığın bir şekilde aynı döngünün içinde mi buluyorsun? Olan olayla ve durumla orantısız ve ilgisiz bir duygulanım içine giriyor ve kendini bir türlü dengede hissettiğin haline geri getiremiyor musun? “Huzurum yok” mu diyorsun?

Neden kendi kendine bunlarla uğraşasın ki? Kendi kendine yapmazsan da ancak birinin yardımı ile yapabilirsen bu ne anlama geliyordur? Zayıf olduğun anlamına mı? Terapi pahalı diye düşünüyorsun belki, ama 2010’da çıkan meslek yasası sağ olsun, hem güvenilir hem de işini iyi yapan genç psikologlar da artık var.

Acaba kolay çözüm peşinde misin? Acaba birinin sana yardımcı olabileceğine mi inanmıyorsun? Ya da kolay kolay kimseye güvenemiyor, kimsenin seni anlamayacağına mı inanmış durumdasın?

Yani acaba seni esas ihtiyacın olan terapiye başlamaktan alıkoyan bir araç haline mi geldi kitaplar,eğitimler,sosyal medya hesapları vb…?

Acaba kitaplar, bazı sosyal medya hesapları,seminerler, eğitimler kolay çözüm peşinde olanlar için birer araca dönüşebilir mi? Bazı meslektaşlarım bu riski hiç almamak adına hiç bir yerde yazmazlar, konuşma yapmazlar, görünmezler.

Ben bu görüşe katılmıyorum. Bu mantıkla hiç bir psikoloji kitabının yazılmamış olması gerekirdi. Siyah-beyaz düşünmenin kimseye faydası olmuyor. Ancak bunun la birlikte iş çığrından çıkabiliyor ve en tecrübeli terapistlerin bile çıkardığı kitapların kapaklarında “hayatınızı değiştirecek kitap”, “X yöntemi ile hayatınızın kontrolünü elinize alın”, gibi söylemler yer alabiliyor. Sonra kitabı açıp okuyorsun ve içinde “bu anlattıklarımı düzenli yaparsan bir işe yarar ancak” diyor. Ama kapakta öyle demiyordu? Kitabı okuyacağım ve hayatım değişecek diyordu?

Bu sebeple, bu kitapları her ne kadar yine de öneriyor olsam da, bir çekince ile öneriyorum. Çekincem de hiç bir kitabın tek başına okunur okunmaz kalıcı bir değişikliğe yol açmayacağı yönünde. Çekincesiz önerdiğim kitaplar da olacak elbette. İlk sırada da Irvin Yalom’un kitapları var. Hiçbirinin kapağında öyle sloganlar bulamazsınız. Ancak bitirdiğinizde damağınızda kalan lezzet çok daha uzun süreli olur.

Kitaplar birer yardımcı araç olmaktan çıkıp kişinin esas ihtiyacı terapiye gitmesini erteliyor olabilir. Bir seçenek daha; sadece kafasının içinde yaşayan, bedeni ve duyguları ile irtibatı kesmiş, yani konfor alanı analiz yapmak, okuyup yorumlamak olan birini de daha fazla bu konfor alanında tutan bir araç olabilir. Üstelik kitap okumak asla kötü bir şey olamaz gibi geldiği için de çevreden de bu konu ile ilgili uyarı göremeyebilir.

Böyle bir çok danışanım oldu. Bazı danışanlarıma kitap önerirken onlara “siz lütfen artık okumayın” diyorum. Bazı danışanlarımı çeşitli seminerlere ve eğitimlere yönlendirirken bazılarına “bu kadar çok eğitim ve seminere katılmak acaba harekete geçmenizi, konfor alanınızdan çıkmanızı geciktiren bir baş etme yöntemi olabilir mi? ” diyorum. Kendi seminerlerimde de bu konuya mutlaka değiniyorum. Katılımcılar arasında kitapları ve seminerleri aslında bir kaçış olarak kullanan varsa bu sayede gerçekten ona iyi gelecek olana yönelmesi için bir kapı aralamaya çalışıyorum. Burada da bir paradoks oluyor tabii. Seminere gelen kişinin seminere değil de başka bir şeye yönelmesinin yine ancak bu konularda çalışan birinin semineri ile olabileceği… Ama işte psikolojinin en sevdiğim yanı bu, hep çok karmaşık, hep çok yönlü ve çoğu zaman tek bir doğru yok. İnsanın zihnini esnetmesi için daha iyi bir alan düşünemiyorum.

Özetle, diyeceğim o ki, elbette okuyalım. Okuyalım ancak okurken emin olalım ki kitapları hayatımıza zenginlik katacak bir araç olarak kullanıyoruz, bir kurtarıcı ya da kendimize iyi gelecek uygulamaları yapmaktan kaçacağımız sığınaklar olarak değil. Bazen elbette sığınak iyidir. Ama bazen…

Aşağıda beni fayda gördüğüm kitaplardan bazılarını bulabilirsiniz. Listeye daha eklenecek çok kitap var, muhakkak aklıma geldikçe buraya yazarım. Ders kitabı olanları buraya koymuyorum. Umarım faydalı olur.

0000000303230-1

İnsanın Anlam Arayışı

Bence, tüm zamanların en iyi psikoloji kitabı. Yazarı Viktor Frankl Auschwitz Toplama kampından sağ kurtulmayı başarmış bir savaş mağduru psikiyatrist. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerin tümünü birden deneyimlemiş. Ve bu deneyimlerin üzerine bir psikoterapi ekolü yaratmış: Logoterapi. Kendi dilimle anlatarak kitabın güzelliğini bozmak istemem. “Bir kitap okudum, hayatım değişti” denilecekse, o kitap bu kitap olabilir.

Ekran Resmi 2017-09-01 11.13.29

Irvin Yalom’un tüm kitapları. Hele ki Nietzsche Ağladığında… Burada tuhaf bir yönümü de sizinle paylaşayım madem yeri geldi. Benim aşırı bağlandığım bazı kitaplar var. “Aşırı” diyorum çünkü bu kitapları dönüp dönüp tekrar okuyorum, ara ara gidip satın alıyorum. Kendimi tutmasam bir kaç kitaptan onlarca olabilir evimde. Ama tutuyorum ve yalnızca bir kaç tane var (şimdilik). Bunlardan biri de Nietzsche ağladığında. Diğerleri her ne kadar derin psikolojik analizlerle dolu olsa da psikoloji ile birebir bağlantılı değil. Biri Yüzyıllık Yalnızlık, Marquez. Diğeri Büyücü, Fowles. Bu yazarların da tüm kitaplarını öneririm.

 

0000000228062-1.jpg

Evinizdeki Terapist

Bir Kognitif Davranış Terapisi klasiği.  Kolaylıkla uygulanabilecek teknikler ile kendinize yardımcı olabilmeniz için iyi bir rehber.

 

0000000359631-1

Şiddetsiz İletişim

“Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol” mantığını benimsedikten sonra insanın etrafında olup bitenler karşısında kendini çaresiz hissetme duygusu kayboluveriyor. Hepimizin her gün kendine sorduğu soru “barışa nasıl katkıda bulunabilirim?”. Önce kendin barış içine yaşayarak. Önce kendin etrafına barış saçarak. Şiddet dilini bir kenara bırakarak. Bu yaklaşımın temsilcileri ücretsiz eğitimler de veriyor. Facebook sayfalarından kendilerine ulaşabilirsiniz. Şiddetsiz iletişim tekniklerini öğrenmek benim yaşam kalitemi, özellikle de kızımla olan ilişki kalitemi arttırdı. Eğitimi alan diğer kişiler iş yerinde, sokakta, insan ilişkilerinde kendilerini kolayca ifade edebilmenin ve çatışmadan kaçmadan, ama ortamı da tatsızlaştırmadan sorunları çözebilmenin tadını çıkarıyorlar. Bence size de faydalı olabilir.

0000000642733-1.jpg

 

Mizahtan daha iyi terapi olabilir mi? Kapağın esin kaynağının kim olduğunu söylememe gerek yok sanırım 🙂

Ekran Resmi 2017-09-01 11.34.04

Yetenekli Çocuğun Dramı

Koşulsuz sevgi nedir? Koşulsuz kabul nedir? İç dünyanda olup bitenlere değer verilerek büyümek ne demektir?  Yazar der ki, bunlara sahip olamadan büyüdüysen ya “insan üstü” olma çabasına girersin,  yani kendinde insanca yorgunluklara, zaaflara, zayıflıklara tahammül edemediğin, sürekli çalıştığın bir yetenekli çocuk olursun, ya da “insan altı” ilan edersin kendini; “ben zaten yapamam” deyip potansiyelinin altında bir hayat sürersin. Yine, hayat değiştirebilecek kitaplardan biri. Dili biraz ağır ama değer. Yukarıda yer alan diğer iki kitabını henüz okumadım ancak çok methedildiği için buraya koyuyorum. Okunacaklar listemde varlar.

 

0000000061030-1

Duygusal Zeka

Psikoloji dünyasındaki en etkileyici kitaplardan biri. Herkes duygusal zekadan bahseder ama çok az kişi gerçek içeriğini bilir. Bu kitap çok keyifli ve akılda kalıcı örneklerle duygusal zekanın önemini vurguluyor. “IQ tek başına yetersizdir” diyor.  Ufuk açan, aydınlatan bir kitap. Dünya Ekonomik Forumu da yeni bir “iş yerinde önemli beceriler” listesi yayınladı, 2020 yılı için. Bu listede daha önceki listelerden farklı olarak bir madde var; Duygusal Zeka. Ve giderek de daha önemli olacak. Duygusal Zekaya önem eren okullarda yetişen, ayrıştırma değil kaynaştırma mantığını öğrenen, rekabet değil dayanışma becerileri gelişmiş olan bireyler ileride çok daha başarılı olacak. Okul seçerken de bu unsurlara dikkat edebilirsiniz. Mesela gölge öğretmen uygulamaları var mı, empati ve farklı olan, farklı gelişen öğrencileri sınıfa kaynaştırmak için nasıl bir çalışmaları var diye sorabilirsiniz. Başucu kitaplarımdan. Umarım siz de benim kadar faydalı bulursunuz.

 

0000000692796-1

Terapi Defteri

Şimdilerde İngilizce bir kitap okuyorum, bir klinik psikolog yazmış , Deepak Chopra. Kitabın adı “Büyücünün yolu”. Psikoloji jargonundan uzak, enteresan bir kitap. Ve her bölüm de bir aforizma ile açılıyor. Yazarı da diyor ki etkileyici bir aforizma insanın değişim yolculuğunda kapıları hızlıca aralayabilir. Ben de buna inananlardan olduğum için kısa ve öz cümlelerle bu kitabı yazdım. Hatta Terapi Defteri zaten bu mantık ile kuruldu. Umarım beğenirsiniz.